Yazar: Ferit Tekbaş

Yer: İstanbul

Kategori: Röportaj

Tarih: 08.06.2018

Portal: www.zerocha.org

Metin Okuma Süresi: 7 dakika

Dil Türkçe

Ferit Tekbaş: Sevgili Anna Maria, bizlere seni daha iyi tanıma olasılığını verdiğin ve hayatın hakkında bizlere derin bilgier aktırdığın için, Antakyalı Rum Ortodoks Hristiyanların Kültür Koruma Merkez Konseyi“ yönetici arkadaşlarım ve halkımız adına sana teşekkür ederiz. Bizlere kendin ve ailen hakkında biyografik bilgiler aktarabilir misin?

Anna Maria Beylunioğlu Atlı: 1983 yılında Mersin’de doğdum. Annem İskenderun, Babam ise Samandağ doğumlu. Ama ben doğmadan çok önceleri aileleri ile birlikte Mersin’e göç etmişler. Anne tarafından dedem aslında Mersinli, Karamanlı Rumlarından, Niğde taraflarından göç etmişler. Annem şirket yöneticisiydi, geçtiğimiz senelerde emekli oldu. Babam ise kimya mühendisi, hala mesleğini icra ediyor. Kardeşim de benim gibi akademisyenlik yolunda ilerliyor. Alanı ile ilgili akademik çalışmalar yayınlıyor Kanada’da iyi bir üniversiteye ikinci yüksek lisansını yapmaya hak kazandı bu sene. Ben ve kardeşim üniversite çağına kadar Mersin’de yaşadık. Sonrasında ikimiz de İstanbul’a yerleştik. Önceden sık sık Antakya’ya giderdik tabii. Orada hala çok yakın akrabalarımız var. Çocukluğumda Samandağ’a gidişlerimizi ve gittiğimiz için ne kadar mutlu olduğumu halen hatırlarım. Her ne kadar Mersin’de doğmuş olsam da benim için memleket orası. Nerelisin diye sorduklarında halen Mersinli demem, Antakyalıyım derim. Samandağ’da yaşamamış olsam da, Samandağlı ve Antakyalı olmanın izlerini hayatımda hep hissettim. Özellikle yemek kültürümüzü, yemeğe yaklaşımımızı farklı ve özel buldum.

Eşim, Altay Atlı ile üniversitede tanıştık, o da akademisyendir.  Kendisi İstanbul’da çeşitli üniversitelerde ders vermekle birlikte uluslararası politik ekonomi ve Çin/Doğu Asya uzmanıdır, bu alanda iş dünyasına danışmanlık da vermektedir.

Ferit Tekbaş: Azınlıklar hakkında akademik çalışmalarının mevcut olduğunu biliyoruz. Ancak apayrı bir ikinci mesleğe atanmış olduğunu da duyduk ve bu mesleğin direkt Antakya ile bir bağlantısı var, bunun ayrantıları nelerdir ve ayrı olarak ta bu başarılı karyerinin detaylı istasyonlarını öğrenmek arzusundayız, bunları bize açıklayabilir misin?

Anna Maria Beylunioğlu Atlı: Benim iki mesleğim var. Hem akademisyenim hem de profesyonel aşçıyım. Açıklayayım. Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler eğitimi aldım. Üniversite’de okurken akademisyen olmaya karar verdim tüm projelerimi bu yönde hazırladım. Sonrasında Türk Yunan İlişkileri üzerine yoğunlaşmış bir uluslararası ilişkiler yüksek lisansı yaptım. Bu sırada hocalarım beni üniversitede araştırma görevlisi olarak kalmaya teşvik etti ve böylece akademisyenliğe ilk adımı attım. Yüksek lisansımı Türkiye ve Yunanistan’da Kimlik Kartlarında Din Hanesi konulu tez ile tamamladım. Tezim sonrasında kitap olarak da basıldı. Okuma arzedenler için, kitabımı Amazon üzerinden sipariş edilebilmektedir.

Evlendikten kısa bir süre sonra İtalya’ya Avrupa Üniversitesi Enstitüsü’nde (European University Institute) Sosyal ve Siyasal Bilimler doktorası yapmaya hak kazandım. Orada İslam, din özgürlüğü, sekülerizm konusunda önemli çalışmaları bulunan Prof. Olivier Roy ile çalışma fırsatı buldum. Akademik hayatımın ilk yıllarından itibaren din ve devlet ilişkileri üzerine çalışmaktaydım. Doktoram da din özgürlüğü ve Türkiye’deki Hristiyanlar üzerine oldu. Prof. Roy’un danışmanlığında türkçeye “Seküler ve İslami değerler arasında Türkiye’de din özgürlüğü: Hristiyanlar” (Freedom of Religion in Turkey between Secular and Islamic Values: The Situation of Christians.) olarak çevirebileceğim doktora tezimi bitirdikten sonra Türkiye’de üniversitede ders verdim.

Ancak bugün Türkiye’de akademisyenliğin üretmeye çok uygun olduğunu düşünmediğimden akademik çalışmalarımı üniversite dışında bağımsız olarak yürütme kararı aldım. Türkiye’deki Hristiyanlar üzerine çalışmalarım halen devam etmekte. Son zamanlarda bir meslektaşımla beraber İstanbul’da yaşayan Antakyalı Ortodoks Cemaati üzerine eğilmeye başladık. Bu çalışmanın en son ürünü de İstos yayınevinden bir ay içerisinde yayınlanacak bir kitabın içinde yer alacak. Bu çalışmaya çok önem veriyorum. İstanbul’da yaşayan Antakyalılar ve onların İstanbul Rumları ile ilişkileri üzerine kapsamlı bir çalışma oldu. Cemaatimize bir ayna tuttuğumuzu düşünüyorum. Özellikle İstanbul’da yaşanan sıkıntılar konusunda çözüm üretme çabalarına bir katkı sağlar umudu taşıyorum.

Diğer mesleğimin de profesyonel aşçılık olduğunu söylemiştim. Akademik çalışmalarımı bağımsız sürdürdüğüm bu dönemde akademik alanda da gittikçe önem kazanan yemek ve gastronomi alanına olan merakımı ve aileden ve Antakyalılıktan gelen yemek yapma tutkumu profesyonel bir seviyeye taşımak istedim. İstanbul’da Mutfak Sanatları Akademisi’nde mutfak sanatları eğitimi aldım. Yemek yapmak yanında yemek kültürleri hakkında okumayı ve yazmayı çok keyifli buluyorum. Bir yandan dergi ve gazetelerde yemek yazıları kaleme alımaya başladım. Bir yandan da İstanbul’daki mültecilerin topluma entegrasyonununu gıda girişimciliği ile ilgili eğitimler vererek sağlamayı hedefleyen bir kuruma mentorluk yapıyorum. Gelecekte bu alandaki sivil toplum faliyetleri içinde daha sık yer almayı düşünüyorum.

Ferit Tekbaş: Bu değerli çalışmalarınızın azınlıklar ve Antakya Rum Ortodoks halkı için büyük bir manevi ve kültürel değeri vardır, sizinle övünmemek elde değildir. Bu röportajın sonunda azınlıklar hakkında basılmış olan kitabınızın sipariş edilebileceği adres, gazetelerde ve dergilerde  çalışmalarınız hakkında ister mutfak sanatları, ister azınlıklar hakkında çalışmaların önemli noktalarının bağlantısını okurlarımız için ekleyeceğiz. Anna Maria, okurlarımıza planladığın çalışmalarını ve vizyonlarını aktarabilir misin?

Anna Maria Beylunioğlu Atlı: Akademik anlamda azınlık çalışmalarını sürdürmeye devam edeceğim. Antakya kökenli cemaat halen üzerine en az değinilen cemaatlerden biri. Bu alanda sosyo-politik çalışmalar yapmaya devam edeceğim.

Ancak yakın gelecekte akademisyenlik ve gastronomi alanında edindiğim uzmanlıkları birleştirmeyi hedefliyorum. Akademik çalışmalarımı gastronomi ve yemek çalışmaları alanını da kapsayacak şekilde geliştirmek istiyorum.

Bunun yanında Antakya kökenli Hristiyanların yemek kültürünü konu alan bir kitap yazma projem var. Antakya yemekleri üzerine çok kitap var elbet ancak benim çalışmam daha çok bir sözlü tarih çalışması olacak. Bizim yemeğe bakışımızı ve kültürümüzü şekillendirme konusunda yemeğin ne kadar merkezi bir konumda olduğunu ortaya koyacak bir kitap olacak.

Ferit Tekbaş: Tekrar sana çalışmaların hakkında verdiğin ayrantılı bilgiler için çok teşekkür ediyoruz, Rab’bimiz seni tüm işlerinde bereketlesin ve korusun.

Anna Maria’nın sipariş edinebilecek kitabın bağlantısı: https://www.amazon.com/Religion-State-Relations-Greece-Turkey-Controversy/dp/3639219392

Anna Maria’nın Radikal gazetesinde din hanesi hakkında yazısı: http://www.radikal.com.tr/tartisiyorum/kimlik-kartlarindaki-din-hanesi-neden-kaldirilmali-981066/

Anna Maria’nın Şalom Dergi’de Antakya ortodoks mutfağı üzerinde yaptığı röportaj: http://dergi.salom.com.tr/dergi-201-ekim_2017.html sayfa 84’ten sonra röportaj başlangıcı.

Anna Maria’nın Mutfak Sanatları Blog’u: http://mutfaktakiakademisyen.com/